Özel Haber »

“Sünnilik Ve Şiilik Diye Bir Dinimiz Yoktur” Sözüne Dair İlmi Tahlil

Son günlerden çokça tartışılan “Bizim Sünnîlik diye bir dinimiz yoktur, Şia diye bir dinimiz yoktur, tek dinimiz İslâm’dır” sözünün ilmi ve tarihi açıdan tahlili.

Devamını Oku... »
Makaleler

İslam, İbadet Rehberi, Fıkıh, Akaid, Tefsir, Güncel Yorumlar

Reddiyeler

Batıl Fırkalar, Batıl İnançlar, Bidatlar, Güncel Reddiyeler, Dinler Arası Diyalog

Kültür – Tarih

İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, Padişahlar, Tarihi Arşiv belgeleri, Vesikalar, Mecmua nüshaları

Unutulmuş Sünnetler

Sünnetin Önemi, Günlük Sünnetler, Hilye-i Şerif, Siyer-i Nebi, Riyazü’s Salihin

Boykot Kelimeler

Uydurma, Yersiz, Manasız, Boykot Kelimeler

Anasayfa » Mahmudiyye Özel


Mahkeme İşyerinde Namazını Kazaya Bırakmak İstemeyen İşçiyi Haklı Buldu

k_03Almanya’da bir inşaat firmasında namazlarını vaktinde kılmasına izin verilmeyen Türk çalışan mahkeme tarafından haklı bulundu. Davaya bakan hakim, ilkesel olarak inanç sahiplerinin mensup oldukları dinin gerektirmesi halinde ibadetlerini vaktinde yerine getirme hakkı olduğuna hükmetti.

Almanya’nın Hannover İş Mahkemesi örnek bir karara imza atarak Müslüman bir alışanın işyerinde vakit namazını kalabileceğine hükmetti. Hannover yakınındaki Garbsen kasabasında yaşayan Mustafa Yavuz ibadetlerini yerine getirirken karşılaştığı güçlükler nedeniyle açtığı davada haklı bulundu. Mahkeme “3 Ca 48/12” dosya numarasıyla gördüğü davada inanç sahiplerinin mensup oldukları dinin gerektirmesi halinde ibadetlerini vaktinde yerine getirme hakkı olduğuna hükmetti. Davada, Ronneberg merkezli O+F Tiefbau GmbH adlı şirkette çalışan 37 yaşındaki Mustafa Yavuz’un ibadetlerinin engellenmesi ele alındı. Yavuz 1995 yılından bu yana çalıştığı inşaat ve kanalizasyon firmasında daha önce ibadetlerini yerine getirebilirken, şirkette yapılan idari değişikliğin ardından çeşitli güçlüklerle karşılaşmaya başladığını ifade etti.

Şirkette çalıştığı ilk 16 yıl boyunca vakit namazlarını rahatlıkla kılabildiğini belirten Mustafa Yavuz, daha sonra yaşadığı sorunları şöyle anlattı: “İbadetlerim daha önce sorun olmazken, yeni patron Carsten Heger namaz vakitlerinde zorluk çıkarmaya başladı. Ben namazlarımı kahvaltı ve yemek saatlerime denk getirerek kul hakkına riayet eden biriyim. Zaten sabah, akşam ve yatsı namazları mesaiye denk gelmediği için dışarıda kılıyorum. Fakat öğle ve ikindi vaktinde çalışmam gerektiği için bu vakitleri kazaya bırakmak zorunda kalıyordum. Bir kaç defa yönetime bir vakit namaz için en fazla altı dakika müsaade etmelerini istedim. Ancak buna karşılık o iş yerinde hiç namaz kılmamı istemedikleri ve çok istiyorsam başka bir iş bulmam gerektiği yönünde yanıtlar aldım. Başka çarem kalmayınca ben de hakkımı hukuki yollardan aramaya karar verdim.”

Mustafa Yavuz’un davasını üstlenen avukat Jens Klinkert mahkemeye yaptığı açıklamada daha önce müsamaha gösterilen ibadetlerin yeni işveren ile birlikte aksamasının ayrımcılık şüphesi uyandırdığını belirterek, “Müvekkillim inancını ciddiye alıyor. İbadetine yıllarca tolerans gösterilmişken, şimdi bunun değişmesini zorunlu kılan gerekçe nedir?” ifadelerini kullandı. Yavuz’un çalıştığı şirketin yeni sahibi Carsten Heger ise, “Bizim işimiz bir zincir gibi yürüyor ve her çalışan bir halkayı oluşturuyor. Ben namaz kılmaya karşı değilim. Diğer Müslüman çalışanlarla bu konuda herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Ancak diğer Türk çalışanlar bana namazın başka zamanlarda da kılınabilineceği söyledi. Yavuz’un niçin namazının vaktini geçirmek istemediğine anlam veremiyorum.” şeklindeki ifadeleriyle kendisini savundu.

Fakat davaya bakan hakim Gesine Lehmann şirket sahibinin bu argümanlarına itibar etmeyerek, “Eğer inanç sahibinin mensup olduğu din ibadetini vaktinde yerine getirmesini gerektiriyorsa, inanç sahibinin o ibadeti zamanında yerine getirme hakkı bulunmaktadır.” dedi. Hakim kış ve yaz aylarını dikkate alarak Mustafa Yavuz’a mesai saatlerine denk gelen namaz vakitlerinde de ibadet imkanı sağlanmasına ve dört aydır verilmeyen maaşlarının ödenmesine karar verdi. Yavuz’un avukatı Jens Klinkert karar hakkında yaptığı açıklamada, “Bu karar inanç hürriyeti olduğuna dair bir işarettir.’’ ifadelerini kullandı. Yavuz ise, “Allah’a binlerce kez şükürler olsun ki adalet yerini buldu. Bu karar bütün inanç sahipleri açısından örnek teşkil edecektir. Bunun için de hakime müteşekkirim.” diyerek duyduğu memnuniyeti dile getirdi.