Hakiki Dindar Kimdir?
Hakiki dindar kimdir?
İlmihalini yeterli miktarda bilecek ve öğrendiği bilgileri hayatına uygulayacak.
Kur’an, Peygamber, İslam ahlakı ile ahlaklı olacak.
Nefs-i emmâresini dizginlemiş ve en azından nefs-i levvâme derecesine çıkmış olacak.
Rabbanî muhlis ve muttaqi din alimlerine, gerçek fakihlere, kâmil mürşidlere bağlı olacak, onların öğütlerini tutacak, dinî konularda ve dünya hayatı ile ilgili işlerde onların rehberliğinde hareket edecek.
Peygamber Efendimizle mânen irtibatlı, ona biatlı olacak.
Allah ile olan işlerinde ihlaslı, yaratıklara karşı merhametli, insaflı ve âdil olacak.
Hakiki dindarın daha nice şartları, hasletlere, vasıflara sahip olması gerekir.
Namaz kılıyor, oruç tutuyor ama laik ve seküler bir Müslüman. Böylesi dindar sayılmaz.
Gösterişli, muhteşem, turistik umre seyahati yapıyor, Mekkede Kabeye yukarıdan bakan lüks otelde kalıyor, açık büfeden aldığı yemeğin bir kısmı yemeyip israf ediyor. Bu Müslümana dindar diyenin aklına şaşmak gerek.
Namazını kılıyor ama müthiş cemaatçilik veya tarikatçilik holiganlığı yapıyor… Böyle dindar olur mu?
İsraf Kur’an, Sünnet ve Şeriat tarafından haram kılınmış büyük bir günahtır. İsraf sergileyen bir Müslüman, namaz kılsa da dindar bir Müslüman değildir.
Hakiki dindar iyi insan, iyi Müslüman, iyi vatandaştır.
Hakiki dindar Müslümanların meleğidir, kurdu değil.
“Otomobille giderken portakal kabuğunu veya bisküvi ambalajını pencereden yola attı.” Bu adam Müslümanlığına Müslümandır ama dindar ve iyi bir Müslüman değildir.
Namazın yanında yüksek ahlak ve karakter olacak ki, kişi dindar olabilsin.
Çeşitli dindarlıklar ve dindarlar vardır:
Dindarlığı kendinden menkul kişiler. Ahlaklı ve mürüvvetli bir Müslüman kendisine dindar demez. Derse dindar olmadığı anlaşılır…
Çeşitli reklam ve numaralarla çevresine ve halka kendisini dindar gösterenler. Bunların ekseriyeti aslında sahte dindardır.
Hakiki dindarlar… Bunlar bilinmeyen hazinelerdir. Kur’anı ve Sünneti yaşayan fazilet sahipleridir… Allaha, İslama, âhirete dönük olarak dünyevî hizmetlerini Şeriata uygun olarak yaparlar.
Bir Müslümanın hakiki dindar olabilmesi için, şer’î özrü yoksa farz namazları cemaatle kılması gerekir.
Gıybet eden Müslüman dindar Müslüman değil, fâsık Müslümandır.
Adam Müslüman, beş vakit namazını da kılıyor ama onda Ümmet şuuru yok, cemaat militanlığı, fanatizmi, holiganlığı var. Dindar değildir o.
Müslümanlar içinde elbette hakiki dindarlar vardır ama kendisini dindar sanan veya halkın dindar sandığı herkes dindar değildir.
Bundan iki yüz sene önce yaşamış Müslümanlar mezarlarından kalkıp bizleri görseler, bırakın dindarlığı, bizi Müslüman bile saymazlar… Avrupâî elbiseli, kravatlı, başları açık, Latin harfli, sekülerleşmiş adamların Müslümanlıklarına bin şahit lazımdır.
Hakiki dindarlar olmaya çalışalım… Genç nesilleri hakiki dindar olarak yetiştirelim…
Kuruntuları da bırakalım…
Etiketler:dindar, dindar kimdir, dindar nesil