Özel Haber »

“Sünnilik Ve Şiilik Diye Bir Dinimiz Yoktur” Sözüne Dair İlmi Tahlil

Son günlerden çokça tartışılan “Bizim Sünnîlik diye bir dinimiz yoktur, Şia diye bir dinimiz yoktur, tek dinimiz İslâm’dır” sözünün ilmi ve tarihi açıdan tahlili.

Devamını Oku... »
Makaleler

İslam, İbadet Rehberi, Fıkıh, Akaid, Tefsir, Güncel Yorumlar

Reddiyeler

Batıl Fırkalar, Batıl İnançlar, Bidatlar, Güncel Reddiyeler, Dinler Arası Diyalog

Kültür – Tarih

İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, Padişahlar, Tarihi Arşiv belgeleri, Vesikalar, Mecmua nüshaları

Unutulmuş Sünnetler

Sünnetin Önemi, Günlük Sünnetler, Hilye-i Şerif, Siyer-i Nebi, Riyazü’s Salihin

Boykot Kelimeler

Uydurma, Yersiz, Manasız, Boykot Kelimeler

Anasayfa » İlanlar


Regaib Gecesi Kılınacak Namaz ve Faziletleri

Regaib Gecesi Kılınacak Namaz ve Faziletleri

Bu geceyi namaz kılarak ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Regaib Gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar. Sadece farz namazları ve vitir namazı kaza edilmektedir. Sünnetler kaza edilmiyor. Kaza namazı kılarken bir defa ezan okunur ve her bir farz namaz için ayrı ayrı kamet getirilir. “Ya Rabbi! Vaktinde kılamadığım ilk (veya en son) sabah namazının farzını kaza etmeye niyet ettim” şeklinde niyet edilir, tekbir alınır ve namaza durulur. Diğer namazlar için de böylece niyet edilir. Kaza namazlarını kılarken hepsini aynı yerde değil de, ayrı ayrı yerlerde kılmak, yerlerin şahid olması ve secde ile şereflenmesi bakımından daha faziletlidir. Yani sabah namazını kıldığı yerin biraz ötesinde öğleyi ve O’nun yanında ikindiyi ve biraz ileri veya geri çekilerek diğerlerini kılmak, daha sevaplı olur.

Kaza namazı olmayan kimseler tekellüften kaçınmak suretiyle nafile namaz kılmalıdırlar. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bu gece pek çok ruhanî ahval ve ikrama kavuşmuş olmakla Yüce ALLAH’a şükür için on iki rekât namaz kılmıştır. Ayrıca tesbih namazı da kılınabilir.

Fakat bu gecede kılınacak namazın sünnet veya mendub olması hakkında kuvvetli bir delil bulunmamaktadır. Bu gecede toplanıp Regaib gecesi namazını cemaatle kılmanın bir bid’at olduğu açıkça ifade edilmektedir. Zaten teravih namazından başka hiç bir nafile namazını, birbirlerini çağırarak cemaatle kılmak sünnete muhalif olduğu için, mekruh olmaktan uzak değildir. Ancak bir yerde bulunan iki-üç kimsenin bu gibi namazları cemaatle kılmaları caiz görülmüştür. Enes b. Malik (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:

“Receb ayının ilk perşembe günü her kim oruç tutarsa, sonra da o günün akşamı yani cuma gecesi, akşamla yatsı arasında on iki rekat namaz kılar, her bir rekatında: Bir kere Fatiha suresi, Üç kere Kadr (inna enzelnahü) sûresi, on iki kere ihlas sûresi okur ve her iki rekatta bir selam verir. Bu namazı, kıldıktan sonra, bana şu salatı yetmiş kere okur:

اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَي مُحَمَّدٍ النَّبِيِّ اْلاُمِّيِّ وَعَلَى آلِهِ وَسَلِّمْ

“ALLAHümme salli ala Muhammedinin-Nebiyyi’l-ümmiyyi ve âlihi ve sellim. = Ey ALLAH’ım! Nebiyy-i Ümmî Muhammed’e ve O’nun âline salat ve selam eyle.” Bundan sonra, secde yapar ve secdede şu tesbih ve takdisi yetmiş kere okur:

سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ الْمَلاَئِكَةِ وَالرُّوحِ

“Sübbûhün Kuddûsün Rabbü’l-melaiketi ve’r-ruh”

“Tam manası ile noksan sıfatlardan münezzeh, pek mukaddes olup meleklerin ve Ruh’un Rabbıdır.” Sonra secdeden başını kaldırır; şu duayı yetmiş kere okur:

رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَتَجَاوَزْ عَمَّا تَعْلَمْ فَاِنَّكَ اَنْتَ الْعَزِيزُ اْلاَعْظَمُ

“Rabbiğfir verham ve tecavez amma te’lem. Feinneke Azizü’l-A’zam. = Ey Rabbim! Beni mağfiret eyle, merhamet eyle. Bildiğin günahlarımdan geç, affet, çünkü sen Azizsin, en büyüksün.”

Bundan sonra, ikinci bir secde daha yapar. Birinci secdede okuduğunun aynısını okur. Daha sonra, secdede ne dileği var ise ALLAH Teâlâ’dan diler. O’nun bütün dilekleri yerine getirilir. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz devamla şöyle buyurdu: Canımı kudret elinde tutan ALLAH Teâlâ’ya yemin ederim ki, kadın veya erkek her kim bu namazı kılar ise, Alllah Teâlâ O’nun bütün günahlarını mağfiret eder. İsterse O’nun günahları deniz köpüğü, kumların sayısı, dağların ağırlığı, yağmurların damlaları veya ağaçların yaprakları kadar olsun. Ve o kimse, kendi yakınlarından yedi yüz kişiye kıyamet günü şefaatçi olur. Kabre girdiği ilk gece, bu namazının sevabı, tatlı dille-güler yüzle kendisine gelir; Ona şöyle der:

– Ey sevgili! Sevin! Bütün zorluklardan muhakkak kurtuldun. O kimse bu gelene sorar:
– Sen kimsin? VALLAHi! Senin yüzünden daha güzel yüzlü birini hiç görmedim! Senden daha tatlı konuşanı da hiç dinlemedim! Senin kokundan daha güzel kokulu birini de koklamadım! Ona şöyle der:

– Ey sevgili! Ben senin bir namazının sevabıyım. Falan sene Receb ayının şu gecesinde o namazı kılmıştın. Bu gece sana geldim ki; arkadaşın olayım, yalnızlığını gidereyim ve her ne ihtiyacın varsa onu göreyim. Kıyamet günü, sura üfürüldüğü zaman kıyamet günü toplanılan Arasat meydanında sana başının üstünde gölgelik edeceğim. Artık sevin! Yüce Mevla’dan sana gelecek hayır hiç eksik olmayacak.”1

dipnot

(1) Abdülkadir Geylanî, a.g.e. 239

YASAL UYARI: Yayınlanan yazı ve haberlerin tüm hakları Medresetul Mahmudiyye’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi  yazı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece sayfadaki paylaşma butonu kullanılarak paylaşılabilinir…