Özel Haber »

“Sünnilik Ve Şiilik Diye Bir Dinimiz Yoktur” Sözüne Dair İlmi Tahlil

Son günlerden çokça tartışılan “Bizim Sünnîlik diye bir dinimiz yoktur, Şia diye bir dinimiz yoktur, tek dinimiz İslâm’dır” sözünün ilmi ve tarihi açıdan tahlili.

Devamını Oku... »
Makaleler

İslam, İbadet Rehberi, Fıkıh, Akaid, Tefsir, Güncel Yorumlar

Reddiyeler

Batıl Fırkalar, Batıl İnançlar, Bidatlar, Güncel Reddiyeler, Dinler Arası Diyalog

Kültür – Tarih

İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, Padişahlar, Tarihi Arşiv belgeleri, Vesikalar, Mecmua nüshaları

Unutulmuş Sünnetler

Sünnetin Önemi, Günlük Sünnetler, Hilye-i Şerif, Siyer-i Nebi, Riyazü’s Salihin

Boykot Kelimeler

Uydurma, Yersiz, Manasız, Boykot Kelimeler

Anasayfa » İlanlar


Mahmud Efendi Hazretleri’nin Kayın Validesinin Cenaze Töreni

<!--:tr-->Mahmud Efendi Hazretleri’nin Kayın Validesinin Cenaze Töreni<!--:-->

Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu)’nun iştirak edeceği haberi Fatih’de büyük  bir bekleyişe vesile oldu.

Zira Muhtereme Kayınvalidesi İsmet Anne Hakk’ın Rahmetine kavuşmuştur.

Evvela Mahmud Ustaosmanoğlu Hoca Efendi Hazretleri(Kuddise Sirruhu)’na, Hacı Müşerref Hanıma ve aile efradına ve sevenlerine baş sağlığı, sabrı cemil ve ecri cezil niyaz ederiz.

Cenaze namazı bugün (28.04.2012 Cumartesi) öğle namazına müteakip Fatih Camiinde kılınarak eda edildikten sonra Edirnekapı Şehitliğine (Sakızağacı Mezarlığına) defnedildi. Cenaze Namazı ardından Mehmet Talu Hoca Efendi kısa bir konuşma yaptı.

Cenaze namazına Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi iştirak edemedi, lakin Efendi Hazretlerinin adına akraba, hadimleri ve müridanından yoğun bir katılım gerçekleşti…

Marifet Derneğinin cenaze ile alakalı yazısı;

Padişah Huzur Dersleri Başmuhatabı, Fâtih Ders-i Âmmı, Dört Mezheb Müftüsü ve Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşibendiyye’nin Altın Halkası, Büyük Mürşid-i Kâmil Ali Haydar Ahıshavi (Kuddise Sirruhu) Hazretleri’nin, kendisindeki bütün ilim ve irfânı aktararak yerine tâyin edip, kendisinden sonraki nesillere yegâne irşâd ve feyiz kaynağı olarak bıraktığı Asrımızın Müceddidi Ğavs-ı Âzam Mahmud Efendi Hazretlerine söylemiş oldukları  “Bir mü’min öldüğünde seferber olun”  nasîhat-i âlilerine her zaman sâdık kalan ihvân-ı dîn, bugün de, Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin muhtereme kayınvâlidesi ve muhtereme eşi Hanımefendi’nin vâlide-i mükerremesi, Kahramanmaraş eşrafından Şeyh Mansûr Efendi (Kuddise Sirruhu)nun zevce-i muhteremeleri İsmet Baydemir Hanımefendi’nin cenâzesi için, Türkiye’nin ve dünyanın muhtelif yerlerinden akın akın gelerek Fâtih Câmii ve civârını doldurmuşlar ve öğle namazını müteâkiben kılınan cenâze namazı ile Zamânın İmamı Büyük Allâh Dostu Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin hâne-i sâadetlerinde vefât etme şerefine eren bu mübârek Hanımefendi’yi Hakk’ın rahmetine uğurlamışlardır.

1926 doğumlu olan ve Cuma günü rahmet-i Rahmân’a kavuşan muhtereme Hanımefendi, bir gün önce kontrole gelen doktorunun, kendisini çok ısrarlı bir şekilde hastaneye yatırmak istemesine rağmen, Asrımızın Müceddidi Mahmud Efendi Hazretleri’nin hâne-i saâdetlerinden ayrılmayı kabul etmemişlerdi. Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri, vefât haberini alınca “ Eceli gelenler aramızdan ayrılıyor” buyurmuşlar ve kendisine olan yakınlığını ifâde etmişlerdir. İşte Muhtereme Hanımefendi bir tecelli-i Rahmân olarak ecelini, çok sevdiği ve candan bağlı olduğu Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin yanında karşılamış ve Cuma günü vefât edenler hakkındaki müjdeye de nâil olarak büyük saâdetler içerisinde kelime-i tevhîdlerle zikrederek rûhunu Cenâb-ı Allâh’a teslîm etmişlerdir. Kur’ân âşığı olan ve her gün zikir ve evrâdının dışında üç cüz Kur’ân okumayı âdet edinen muhtereme Hanımefendi, Müceddid Mahmut Efendi Hazretleri tarafından daha sağlığındayken “O Kur’ân’ın arkadaşıdır” iltifat ve müjdesine nâil olmuştu. Bu bahtiyarlıkları, “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolunursunuz” hadîs-i şerifine göre, âhiretteki hâline de ayna olmaktadır.

Otuzbinin üzerinde dost ve sevenin iştirak ettiği cenâze namazını Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin Bursa İnegöl’de hizmetle görevlendirdiği kıymetli hocası Ahmet İslamoğlu Hocaefendi kıldırmış, tezkiyeyi de yine Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin yetiştirdiği kıymetli hocalardan Mehmet Talu Hocaefendi yapmışlardır. Daha sonra cenâze defnedilmek üzere Edirnekapı Şehitlik (Sakızağacı) Mezarlığına götürülmüş ve okunan Kur’ân-ı Kerîm’ler, yapılan duâlar ve gönderilen hatimlerin ardından, Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhu)nun yakın civarına gömülmüş, telkini de Rasûlullâh (Sallalâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in 35. Torunu olan Seyyid İbrâhim Ahsâî Hazretleri tarafından yapılmıştır.

Böylesine kıymetli bir cenâze vesilesi ile “Namaz kılınıncaya kadar cenâzenin yanında bulunana bir kırat, defin edilinceye kadar hazır bulunana da iki kırat sevâb vardır” buyuran İki Cihan Serveri Kâinâtın Efendisi Muhammed Mustafâ (Sallalâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Hazretleri’nin bu müjde ve sünnetine nâil olmak isteyen büyük kalabalıkların katıldığı bu cenâze merâsimi, ümmete yakışan bir şekilde Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin terbiye ve irşâd eseri olarak baştan sonra huzûr ve sükûnet içerisinde îfâ edilmiştir. Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin cenâze işleriyle görevlendirdiği hizmetkârlarından Fahri Efendi’nin defin işleriyle ilgilendiği bu önemli cenâze organizasyonunu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube ve Fatih Belediyesi ile işbirliği yapan Marifet Derneği, Muhammed Sinan Hocaefendi ve Ömer Faruk Çite Beyefendi yönetiminde başarıyla gerçekleştirmiştir.

Cenâzede, muhtereme Hanımefendi’nin yakınları olarak, oğulları Şeref Efendi ve Ali Efendi, damadı Remzi Büyükçapar Beyefendi, torunları Abdullatif Baydemir ve Mansur Baydemir Beyefendiler ile Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin bacanağı Muhammed Keskin Hocaefendi tâziyeleri kabul etmişlerdir. Efendi Hazretleri’nin hâne-i saâdetleri de tâziyeye gelen ziyâretçilerle dolup taşmaktadır.